• Anasayfa
  • Blog
  • UTTMD Başkanı, Kemal Evcioğlu: Tesis Teknik Müdürlerin Önceliği “Can Güvenliği”

Blog

UTTMD Başkanı Kemal Evcioğlu: Teknik Müdürlerin Önceliği “Can Güvenliği”

Yangın Güvenliği Can Güvenliği Entegrasyon ve Tesis Yönetimi Yangın Algılama ve Alarm
21 Ekim 2025
UTTMD Başkanı, Kemal Evcioğlu: Tesis Teknik Müdürlerin Önceliği “Can Güvenliği”

Uzun yıllar önemli tesislerde teknik yöneticilik yapan ve UTTMD’nin Başkanlığını yürüten Kemal Evcioğlu ile “teknik müdürler ve tesislerde can güvenliği” üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Röportajımızı 3 bölüm halinde EEC Blog’da okuyabilirsiniz.

Uluslararası Tesis Teknik Müdürleri Derneği (UTTMD), 10 Aralık 2010’da hizmete girmiş bir mesleki organizasyondur. Ülkemizde tesis tanımına giren otel, AVM, hastane, fabrika, plaza gibi binaların tesislerin bakım ve yönetiminden sorumlu teknik müdürleri bir araya getiren dernek; üyelerinin ve kamunun doğru olarak bilgilendirilmesi amacıyla yürüttüğü çalışmalar ile sektöre ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

Yaşar Kemal Evcioğlu: Boğaziçi Üniversitesi’nde Telekomünikasyon lisans tamamlama ve İTÜ’de Elektronik Haberleşme yüksek lisansı yaptı. Yüksek Mühendis olarak 2002’de Gölcük Tersanesi Komutanlığı Silah Fabrikası Müdürlüğüne atandı. 2004’te Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Programından Orta Doğu Uzmanı olarak mezun oldu. 2006’da Beykent Üniversitesi Yönetim Organizasyon yüksek lisans programından “Change Management = Değişim Yönetimi” araştırma projesi ile mezun oldu. Umay Yayınevinden “Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyük Orta Doğu Projesi” ve “Orta Doğu’daki Kaostan Küresel Kaosa” adlı kitapları yayınladı. Orta Doğu, Uluslararası Strateji, Tarih üzerine makaleleri, televizyon programları ve halen Gerçek Tarih adlı youtube kanalı mevcuttur. Donanmada altı kez üstün başarı ve üstün hizmet ödülü almıştır.

Röportaj 1. Bölüm:

TESİS TEKNİK MÜDÜRLERİNİN ÖNCELİĞİ “CAN GÜVENLİĞİ”

Tesislerde can güvenliğini sağlamak için uyulması gereken yükümlülüklerin çerçevesi nedir?

Tesislerde can ve mal güvenliğinin korunması yazılı olmayan kanunlarla başlar. Etik değerler, hukuki düzenlemelerle aynı önemi taşır. Yasalara baktığımızda da etik bir ruhu olduğunu görürsünüz. Çünkü temelde bütün yönetmelik ve kanunların amacı “insanı korumak ve güvende yaşatmaktır”. Sonra mal güvenliği gelir. Yasa ve yönetmelikleri zamanın ruhuna göre sürekli geliştirmek gerekir.  

Etik açıdan tesislerdeki güvenliği sağlamak için herkesin sorumluluk bilinciyle davranması gerekir. Rol model olmaya en tepeden başlanmalıdır. Yönetmeliği; yayınlayan, denetleyen ve uygulayanların da tam olarak sahiplenmesi ve mevzuatın sürekli geliştirilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Ayrıca sorumluluk almakta cesur ve çalışkan olmalıyız. Bunlar eğitimsiz olacak işler değildir. Örgün eğitim kapsamında uzmanların davet edildiği katılımı zorunlu dersler verilmeli ve atölye çalışmaları yapılmalıdır.

Etiğin bu kadar önemli olduğu bir konuda, tesis yöneticileri çok bilinçli davranmak zorundadır. Fırsatçı ve ekonomik getiriye öncelik veren yaklaşımları asla kabul edemeyiz, bu yaklaşımı kanunlar da desteklemiyor. Cemiyet olarak karşımıza çıkan ihlallere karşı her an proaktif olmak zorundayız. İşte bu nedenle, denetimlerin daha efektif olmasını ve yönetmeliklere bilerek uymayanlara daha ağır yaptırımlar uygulanmasını bekliyoruz.

Yükümlülüklere gelecek olursak; iş sağlığı güvenliği kanunu, işyerlerinde acil durumlar hakkında yönetmeliği ve “binaların yangından korunması hakkında yönetmelik” uyarınca alınması gereken önlemler açıkça belirlenmiştir.

Tesis güvenliğinin sağlanması adına acil durumlarda hızlı, etkili müdahale imkânı ve iş sürekliliğini sağlayabilmek için öncelikle bir “acil durum eylem planı” yapılmalıdır. Plan varsa mevzuata uygun ve uygulanabilirliği değerlendirilmelidir. Ülkemizdeki 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile konuyla ilgili yönetmelikler detaylı inceleyip daha da uygulanabilir hale getirilmelidir. Çünkü tesislerde sadece efektif ve uygulanabilir bir acil durum eylem planları ile kriz anında hızlı ve doğru hareket edilebilir.

Acil durum eylem planı ve güvenlik sistemleri, acil durumların yarattığı zararları en aza indirerek tesislerimizde sürdürülebilirliği ve iş sürekliliğini sağlamak açısından da yüksek önem taşımaktadır. Bu önlemler öncelikli olarak can güvenliğinin diğer yandan da milli servet olarak gördüğümüz tesislerin korunmasına da destek sağlamaktadır.  

Bir tesiste teknik müdürün sorumlulukları ve sınırları nedir?

UTTMD olarak, teknik müdürlerin bir tesisin inşa sürecinin başından itibaren sürece dahil edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Tesisin devreye alınmasını sağlayan teknik müdürler, projenin en başından görüşleri ile katkıda bulunmalı, tüm test ve devreye alma aşamalarında projenin her detayını bilerek sorumluluğu paylaşmalıdır.
Sorumluluklar yasa ve yönetmeliklerde tanımlanmıştır. En baştan kanun amacı ortaya koyar.

Örneğin “iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir” diye başlar. Teknik yöneticilerin, işe alım aşamasında bu yönetmeliklere uyumlu bir görev çerçevesi vardır.

Kanun, can ve mal güvenliği sorumluluğunu öncelikle işveren kademesine yüklemektedir. Teknik müdür ise iş verenin uzmanlığına güvenerek işe aldığı, adına temsilci olarak atadığı için kritik sorumluluklar taşır. Güvenliği ihlal eden bir durumda sorumlulukların yerine getirip getirilmediği doğrudan işverene soruluyor olsa da teknik müdürler soruların doğrudan muhatabı ve sorumlusu olur.

Teknik müdürlerin, yangın algılama sisteminden beklentisi nedir?

Yangın güvenliği için “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” kapsamında standartlar belirlidir. Bir bina inşa edilirken standartlara uyulması zorunludur. Örneğin, binanın yük taşıma kapasitesi bir yangın çıkması halinde binayı belli bir süre muhafaza edebilecek şekilde hesaplanmalıdır. Yangın durumunda duman ortaya çıktığı zaman -ki maalesef istatistiklere göre yangınlarda alevden önce insanlar dumandan boğularak hayatlarını kaybediyorlar- dumanın bina içinde yayılmasını sınırlandıracak şekilde inşası planlanmalıdır.

Tesisler, kullanıcıların yani içinde düzenli yaşayan veya misafirlerin acil bir durumda binayı terk etmesine ve itfaiye ekiplerini de riske atmayacak şekilde çeşitli yollarla kurtarılmasına imkân verecek bir mimari yapıda kurgulanmalıdır. Bunlara benzer detayı uzman yaklaşım isteyen ve kritik öncelikli birçok önlem alınması gerekir. Tesislerde acil durum yönetimi kapsamında can ve mal güvenliğine yönelik planlar bütünleşik, çok disiplinli ve uzmanlık gerektiren bir konudur.

Teknik müdürlerin ilk beklentisi kanun kapsamındaki zorunluluklara uygunluk olmalıdır. Acil durum için planımız, ekibimiz, havalandırmamız, ayrı bir asansörümüz var mı? Çünkü yasa bunları sorar, teknik müdürlerimizin önceliği bu eksikleri tespit etmek ve geliştirmek olmalıdır. Risk analizine göre, olası risklerin neticelerini mal sahibi ve yönetim ile paylaşıp, detaylı ve doğru bilgilendirme yapılması çok önemlidir. Yangını özellikle vurguluyoruz ama biliyorsunuz tüm acil durumlarda deprem, sel gibi doğal afetler, sabotaj, kimyasal sızıntı gibi krizler için bu yaklaşım temel alınmalıdır.

Binanın yangın planları açısından projesi sorunlu ise zaten yapı ruhsatı verilmez, verilmemelidir! Bu aşama kritiktir. Sistemlerinizin binanızın tipine uygun olarak tasarlanması önemlidir. Binalar kullanım özelliklerine uygun olarak sınıflandırılır; konut amaçlı bir yapı mı, kurumsal bir bina mı, ticaret amaçlı mı yoksa endüstriyel bir yapı mı vb. birçok kendine has ihtiyaç ve zorunluluklara göre tasnif edilir. Bu ayırmaya göre de önlemler belirlenir.

Bu yüzden yangın algılama ve alarm sistemlerinin de yapı tipine uygun şekilde seçilmiş, bina ihtiyaçları ve mimarisine uygun şekilde özel tasarlanmış olması gereklidir. Ayrıca algılama ve söndürmenin, yangının duyurulması ve acil aydınlatma gibi diğer güvenlik sistemlerine entegre şekilde çalışabilecek yapıda tasarlanması acil durumlarda can güvenliğini sağlamak için yüksek önem taşımaktadır.